21 Mayıs 2016 Cumartesi

1950’ler Türkiye’sinde Toplumsal ve Siyasal Yaşam – İsmet İnönü

 

İsmet İnönü 24 Eylül 1884 yılında İzmir’de dünyaya geldi. Babasının ismi Reşit Annesinin ismi ise Cevriye’dir. İlköğrenimini 1895 yılında Sivas Askeri Rüştiyesinden mezun olarak tamamlamıştır. Bu okulu bitirmesinin hemen ardından aynı yıl Topçu Harbiye’sine devam etti. Buradan 1903 yılında mezun oldu. Eğitimine Harp Akademisinde devam eden İsmet İnönü bu okuldan 1906 yılında birincilik ile ayrıldı. Askeri Eğitimini tamamladıktan sonra Kurmay yüzbaşı görevi ile Edirne’ye atandı. 1912 yılına gelindiğinde Binbaşı rütbesine yükselen İsmet İnönü Yemen Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı görevine atandı.

 Bu görevi aldıktan sonra aynı yıl İmam Yahya ile barışı sağlamak için görüşme yaparak ilk kez diplomatik bir görev yapmış oldu. 1. Dünya Savaşı’nda Mustafa Kemal ile Kafkas Cephesinde Kolordu Komutanı olarak görev yaptı. Daha sonra Halep’te 7. Ordu’yu oluşturdu. İsmet İnönü 1916 yılında İstanbul’da Mevhibe Hanım ile evlendi.

 23 Nisan 1920 Türkiye Büyük Millet Meclisi açılınca Edirne Milletvekili olarak görev yapmaya başladı. Savaş şartları nedeniyle milletvekilliği görevine ara vermek zorunda kalan İsmet İnönü aynı yıl 10 Kasım’da Meclis tarafından Garp Cephesi Komutanlığındaki yeni görevine başladı. Bu görevinde Çerkez Ethem ayaklanması ve bunun gibi birçok isyanın bastırılmasında görev aldı.

Genel Kurmay Başkanı olduktan sonra düzenli orduyu kuran İsmet İnönü Haziran 1920’da İstanbul Hükümeti tarafından hakkında idam cezasına karar verildi. Birinci İnönü ve İkinci İnönü savaşlarını kazanarak General rütbesine yükseldi ardından Sakarya Meydan Muharebesi ve Başkomutanlık Meydan Muharebelerinin kazanılmasında büyük rol oynadı.

Kazanılan savaşların ardından ateşkes görüşmelerini yapmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından görevlendirilen İsmet İnönü ilk olarak Mudanya’ya gitti. Bu görüşmelerin ardından Dışişleri Bakanı olan İsmet İnönü Lozan görüşmelerine katılmak üzere Lozan’a gitti. Burada 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Barış Anlaşmasını imzaladı. İsmet İnönü aynı yıl yapılan seçimlerde Malatya milletvekili olarak ikinci kez Türkiye Büyük Millet Meclisine girdi. Mustafa Kemal ile birlikte 29 Ekim 1923’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında etkin olarak görev aldı. 30 Ekim 1923’de Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk hükümetini kurdu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Başbakanı oldu ve Cumhuriyetin ilk partisi olan Cumhuriyet Halk Fırkası’nın Genel Başkanlığı görevine geldi. Yeni kurulan muhalefet partisi Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın hükümet ve Başbakan İsmet İnönü üzerindeki eleştirilerinin ardından Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’in istifa etmesi yönündeki isteği üzerine 8 Kasım 1924’te bir yıl sürdürdüğü Başbakanlık görevinden istifa etti. Yerine göreve gelen ve hükümeti kuran Fethi Okyar Şeyh Said isyanı sebebiyle görevinden istifa edince Hükümeti kurma görevi Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal tarafından tekrar 3 Mart 1925’te tekrar İsmet İnönü’ye verildi.

 İsmet İnönü 1926 yılında ordudan emekliye ayrıldı. 1934 yılında soyadı kanunu çıkınca Mustafa Kemal Atatürk ‘den İnönü soyadını aldı. 1937 yılına kadar Başbakanlık görevini ara vermeden sürdüren İsmet İnönü Atatürk 1938 yılında vefat edince 11 Kasım 1938 tarihinde Atatürk’ten boşalan Cumhurbaşkanlığı görevine getirildi. Cumhurbaşkanı seçilmesine rağmen “Kayd-ı Hayat” şartı ile yani ölünceye kadar Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığına seçildi. Bunun üzerine İsmet İnönü’ye “Milli Şef” ünvanı verildi. Cumhuriyet Halk Partisi 1950 yılına kadar iktidarda kalmaya devam etti. 1950 yılına gelindiğinde Adnan Menderes’in Genel başkanı olduğu Demokrat Parti’ye Hükümeti devretti. Aynı yıl Cumhurbaşkanlığında istifa eden İsmet İnönü muhalefet lideri olarak tekrar meclise dönüş yaptı. İsmet İnönü’den boşalan Cumhurbaşkanlığı koltuğuna 3. Cumhurbaşkanı sıfatı ile Celal Bayar geçti. 1950 yılından itibaren 10 yıl boyunca Ana muhalefet lideri olarak mecliste görev yaptı. İsmet İnönü Demokrat Parti’yi iktidarda kaldığı süre boyunca baskıcı tutumu nedeni ile eleştirdi.

Demokrat Parti iktidarının ilk yıllarında ABD yardımları sayesinde oldukça başarılı bir görüntü çizmiştir. Adnan Menderes iktidara geldiği ilk yıllarda Cumhuriyet Halk Partisini tek partili yıllardaki uygulamalarından ötürü oldukça eleştirmiştir. Başbakan Adnan Menderes Demokrat Parti’nin Ekonomi alanından Cumhuriyet Halk Partisinden farklı olarak serbest ve özel sektör ağırlıklı bir politika izleyeceğini “üretim hayatını devletin zararlı müdahalelerden ve her çeşit bürokratik engellerden kurtaracaklarını” bu sözlerle anlatmıştır. Adnan Menderes liderliğindeki Demokrat Parti ABD ile olduğu gibi dış politikada Fransa ve İngiltere gibi devletlerle de barış politikasının izleneceğini açıklamıştır. Cumhuriyet Halk Partisinin İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı döneminde Hükümet lideri olarak görev yapan ve Cumhuriyet Halk Partisinin 27 yıllık iktidarlık döneminin son Başbakanı olan Prof. Dr. Şemsettin Günaltay Demokrat Partinin iktidara geldiği ilk yıllarda çok ağır bir şekilde eleştirmiştir. Demokrat Parti’yi ve Adnan Menderesi diktatörlükle suçlamıştır. Aynı şekilde İsmet İnönü de Adnan Menderes ve Demokrat Parti’yi benzer şekilde eleştirmiş. Demokrat Parti’yi şiddet yolunda olmakla eleştirmişti.

 Aynı dönemde Demokrat Parti hükümetinin birçok bürokratik görevde değişiklikler yapması ve bazı görevlileri sürgüne göndermesi Cumhuriyet Halk Partisi ve İsmet İnönü tarafından ağır bir şekilde eleştirilmiştir. Özellikle Askeri kadrolarda yapılan büyük değişikler dönemin gazetelerinde geniş yer bulmuştur. Demokrat Parti daha sonra yapılan belediye seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisine büyük bir üstünlük kurmayı başardı. Adnan Menderes seçimlerden sonra durumu “Türk Milleti, Halk Partisi’ni 14 Mayıs’ta iktidardan tasfiye etmişti; 3 Eylülde de muhalefetten tasfiye etti…” sözleri ile değerlendirmiştir.

İsmet İnönü’nün Ana Muhalefet lideri olarak en çok eleştirdiği olaylardan biri de Türkiye Büyük Millet Meclisi onayı alınmadan Kore’ye gönderilen askerler oldu. Bu karar dönemin gazeteleri tarafından da oldukça geniş bir şekilde işlenmiştir.

1952 yılına gelindiğinde İsmet İnönü liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi Demokrat Partiyi yaptığı son uygulamalar sebebiyle sert biçimde eleştirmeye devam ediyordu. Demokrat Parti’nin Radyolar, CHP mallarına el konulması ve Halkevlerinin kapatılmasını içeren yasa tasarısının kabul edilmesinin ardından mecliste gerilim iyice tırmandı. Bu gelişmelerin ardından İsmet İnönü “Partizan bir hükümet demokrasinin zehridir !” sözleri ile Demokrat Parti ve Adnan Menderesi bu çıkarılan yasanın hukuksuz bir yasa olduğunu söyleyerek yine sert bir biçimde eleştirdi. Giderek artan gerginlik ortamına son vermek isteyen Adnan Menderes 4 Ocak 1953 tarihinde bir konuşma yaparak içinde bulunulan gerginliğin bitmesi gerektiğini belirtmiştir. Muhalefet liderlerine çağrıda bulunmuştur. Ana Muhalefet lideri İsmet İnönü de bu çağrıya olumlu yanıtlar verince ülkedeki gergin ortam bir süre de olsa yerini sükunete bırakmıştı.

Bu gergin ortamda çıkan kanun ile birlikte Cumhuriyet Halk Partisi mallarına el konulmuş ve Cumhuriyet Halk Partisine bağlı olarak çalışan Ulus gazetesi kapatılarak Yeni Ulus ismi ile tekrar açılmıştır. Bu kanun görüşmeleri sırasında İsmet İnönü Demokrat Parti milletvekillerine çıkarılan yasanın hukuksuz olduğu konusunda eleştirilerde bulunmuştur. Tartışmalar devam ederken tepki olarak İsmet İnönü ve Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri meclisi terk etmişlerdir.

Yaşanan bu hararetli tartışmaların arasında 1954 seçimleri yapılmış ve Adnan Menderes liderliğindeki Demokrat Parti rekor bir oy ile seçimlerden yine galip çıkmıştı. Seçimlerden sonra Kırşehir’in ilçe yapılması ve takip eden dönemde çıkarılan Muhalefet partilerinin Tasviye Kanunu adını verdiği yasa çok büyük tartışmalara yol açmıştı. Bu kanun tasarısı Danıştay, Yargıtay gibi bir çok kurum hakkında düzenlemeler içeriyordu.

1955 yılından itibaren ülkedeki ekonomik durumun giderek kötüye gitmesi maddi sıkıntıların artması ve aynı dönemde 6-7 Eylül olayları olarak adlandırılan karışıklıkların gerçekleşmesi ve Demokrat Parti’nin bu durumdan dolayı muhalefeti suçlaması dönemin aydınları ve üniversite öğrencileri tarafından büyük bir tepki ile karşılandı.

Yaşanan bu olaylardan sonra İsmet İnönü Demokrat Parti iktidarını hem olaylar sırasındaki tutumu ile hem de olaylardan sonra yakalanan suçluların doğru kişiler olmadığı yönünde bir çok eleştiride bulundu.

Ülke bu gergin durumdayken 1958 yılında yapılması planlanan seçimler Demokrat Parti tarafından 1957 yılına alındı. Seçim döneminde ülkedeki gerginlik iyice arttı. Yaşanan olaylar sırasında ölen ve yaralanan vatandaşlar sebebi ile İsmet İnönü Demokrat parti iktidarını mitinglerinde sert bir dille eleştirmeye devam etti. Bu dönemin en önemli özelliklerinden biri ise iktidar ve muhalefet partisi arasındaki tartışmalarda “ihtilal” kelimesinin sık sık dillendirilmesi olmuştur.

1957 seçimlerini de kazanan Demokrat Parti lideri Adnan Menderes Kasım ayı sonunda hükümet programını radyolardan açıklamış ancak meclise sunması Aralık aynı bulmuştur. Hükümet programı görüşmeleri oldukça hararetli tartışmalar ile geçmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi lider İsmet İnönü Demokrat Partiyi görüşmeler sırasında özellikle Radyoları ve Devlet imkanlarını Demokrat Parti için kullandığı konusunda eleştirilerde bulunmuştur.

Hükümet Programı kabul edildikten sonraki ilk oturum yaşanan olaylar sebebi ile sadece 30 saniye sürebilmiştir. Bu olay dönemin gazetelerine İktidar ve muhalefet partileri arasındaki tartışmaların yeni dönemde de giderek artacağı yönünde yorumlanmıştır.

 1958 yılına gelindiğinde Cumhuriyet Halk Partisi lideri Demokrat Parti ve Adnan Menderes’i Irakta yaşanan ihtilal ve sonrasında yaşanan olaylar konusunda eleştirmiş ve suçlamalarda bulunmuştur.

Aynı dönemde İsmet İnönü Demokrat Parti iktidarını eleştirmek için ülke genelinde miting turlarına çıkmıştır. Bu mitingler oldukça olaylı geçmiş Cumhuriyet Halk Partisi yaşanan olaylarda Demokrat Parti’yi suçlamıştır. Demokrat Parti ise olayları araştırmak niçin araştırma komisyonu kurulmasına karar vermiştir.

Ülke içindeki gerginlik giderek artarken Bülent Ecevit’te Demokrat Parti ve Adnan Menderesi sert bir dille eleştirmiş ve Siyasi gerilim yavaş yavaş sokağa da yansımaya başlamıştı. 28-29 Nisanda yaşanan öğrenci olayları ile iyice tırmanmıştır. Ardından yine Ankara Kızılay meydanında yaşanan olaylar gerginliği son noktasına çıkarmıştır. Adnan Menderes bu dönemde İzmir’de yaptığı bir mitingde muhalefete meydan okumaya devam etmiş ve bu gergin ortamdan yeni bir seçim yaparak çıkmayı planladığını söylemiştir. Ancak Adnan Menderes’in düşündüğü gibi olmamış 27 Mayıs 1960 tarihinde asker ihtilal yapmıştır. Yaşanan Darbe ardından 1961 yılında yeniden Başbakan olan İsmet İnönü görevinden 1965 yılında istifa etti. Yapılan seçimlerde Adalet Partisi’nin çoğunluğu alarak iktidara gelmesinden sonra muhalefet lideri olarak Cumhuriyet Halk Partisi lideri olarak görevine devam etti. 1972 yılına gelindiğinde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı görevinden istifa eden İsmet İnönü senato üyesi oldu. İsmet İnönü 25 Aralık 1973 Salı günü Ankara’daki evinde Pembe Köşk’te saat 16:05’te vefat etti. Vefatından 3 gün sonra 28 Aralık 1973’de Devlet Töreni ile Anıtkabir’e defnedildi.



Kaynakça : http://tedprints.tedankara.k12.tr/305/1/Alara_Sabire_Ozogul.pdf http://eprints.sdu.edu.tr/300/1/TS00464.pdf http://www.ismetinonu.org.tr/ https://www.tbmm.gov.tr/yayinlar/basbakanlarimiz_genelkurul_konusmalari/basbakanla rimiz_cilt2.pdf http://www.mfa.gov.tr/sayin-ismet-inonu-_pasa__nin-ozgecmisi.tr.mfa http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/?p=80
Devamını Oku